Meral Akşener: ‘Kılıçdaroğlu’ndan sonra orada yalan, kurgu bir video oynatıldı’
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Orada Kılıçdaroğlu ile ilgili yalan, uydurma bir video oynatıldı. Bir vatandaş inanıp terör örgütüyle bağlantılı görüp saldırı yaparsa azmettiricisi Sayın Erdoğan’dır. Ne yaptığının bilincinde olan “Bunun getirdiği sonuçlar bunlar. Bu ülkede insanların sokakta birbirine bakışı değişti” dedi. Akşener, “Öfkelerin çatıştığı, intikamın uçup gittiği bir Türkiye’den bıktık. Tüm bunların artık sona ermesi gerekiyor. Birlikte sandığa gitmemiz gerekiyor. Kılıçdaroğlu’nun haksız olmayacağına, harama, insan haklarına el atmayacağına, terör örgütlerinin yanında yer almayacağına yürekten inanıyorum.” şeklinde konuştu.
Meral Akşener bugün FOX TV’de yayınlanan “Liderler Fox’ta” programına katıldı. Akşener; Doğan Şentürk, İlker Karagöz, Tülay Ünal Öçten, Selçuk Tepeli ve Engin Yılmaz’ın sorularını yanıtladı.
“Yemin Töreninde Sorun Yaşandı”
Türkiye sizin söylemlerinizle treni kaçırmak üzere. Türkiye bu treni kaçırırsa vagonlarında sadece parlamenter sisteme mi dönecek yoksa daha neleri çalıştıracak?
“En fazla kadın ve gençlerle ilgili kazanılmış haklar kaybedilecek. Bu ülkede nefes almak izne tabi olacak. Çünkü onu kurallar getirecek. Benim burada ısrar ettiğim şey sistem. Yani benim konumum Sayın Erdoğan değil. Ben hep örnek veririm birinizi o sistemden seçelim o sisteme birinizi koyalım altı ay sonra ya psikiyatrik bir durum ortaya çıkıyor ya da farklı tipte bir insan çıkıyor bunlar Sayın Erdoğan’ın aldığı kararlar. Seçimden bir ay sonra yapılan atamalarla ilgili.Halkın bir kesimi var.Böylece bir gün,bir gecede bu sistemin başında oturan kişi İstanbul Sözleşmesinden vazgeçti.Böyle bir KHK ile inanılmaz atamalar yapıldı. .. Böyle bir kararname ile sizi alıp yerine bir tane falan koydu” diyen Erdoğan, seçilmeyi o kadar çok istiyor ki, Erdoğan bu güce o kadar alışmış ki. Bu yetkiden vazgeçmemek için çok hata, eksiklik, muhtemelen hukuksuzluk var. Bütün bunlara bir bütün olarak baktığınızda ayrılmamak için her yolu denedi. Cumhur İttifakını genişletip bir siyasi partiyi Meclis’e getirerek kadınların benimsenmesini öngören, bunu söyleyen, dört unsurun değiştirilmesini talep eden, bayrağa Türkiye bayrağı denilmesini talep eden ve düşünen hem Hizbullah’ın hem de PKK’nın terör örgütü olmadığını. Yemin töreninde sorun çıktı. Mandaların geç verilmesinin sebebi seçimdir. Yemin töreni seçimden önce yapılsaydı, HÜDA PAR’ın bir milletvekili bu yeminin doğru olmadığını, muhtemelen olmayacağını söyledi. Bilmiyoruz zaten, bunu önlemek için yemin törenini seçim sonrasına bıraktılar.
“SAYIN ERDOĞAN’I SEVENLER BU SEÇİMDE SAYIN KILIÇDAROĞLU’YA OY VEREBİLİR”
Yasağın çok olduğu, kayırmanın çok olduğu bir sistemde nefes alamıyorsunuz 82 puan alsanız da AKP’de kimseyi tanımıyorsanız 54 puanla yakın arkadaşınız atanıyor. , mülakatta elenirsiniz, keyfi bir sistem, hukuk katledilir, yargı yıkılır. Önce bayanlar ve gençler, sonra sıra sizde. Bütün bunları kaybederiz. Özellikle AKP’lilere seslenmek istiyorum; Erdoğan’ın son dönemi. Burada da öfkenin kat kat artacağı bir alan olacak ve yumuşak davranırsa onu seçenler ona saldıracak. Hiç bitmeyen bir rövanş. Buradan seçilecek bir lider bu yetkileri kullanacak ve bu kez buradakilere karşı kullanacak. Demek istediğim şu ki; Özellikle AKP seçmeni, Sayın Erdoğan’ı çok sevenler bu seçimde Sayın Kılıçdaroğlu’na oy versinler; parlamenter demokrasiye geçelim ve bu rövanş işinden vazgeçelim. Türkiye Cumhuriyeti temel ayarlarına, hukukun üstünlüğüne, yargı bağımsızlığına dönsün… Kadınlardan bahsediyorum çünkü nefes alamıyoruz.”
“BÜTÜN PARLAMENTOLARIN KATILARAK GÜÇLENDİRİLMİŞ BİR PARLAMENTER SİSTEME GEÇECEĞİNE İNANIYORUM.
HÜDA PAR ve Yeniden Refah Partisi, kadınları koruyan 6284 sayılı kanunla ilgili inisiyatif alacak. Şimdi Meclis’te böyle bir yasa çıkarsa Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı olursa bu sistem nasıl işleyecek?
“Yürütme yetkisi Cumhurbaşkanındadır. Yürütme yetkisi Cumhurbaşkanındadır, tüm kanun hükmünde kararname ve yönetmeliklerle karar verebilir. Tüm atama yetkileri Cumhurbaşkanına aittir. Bütçeyi Cumhurbaşkanı hazırlar. Parlamentoya sunar ama Değiştirmede son söz Meclis’in değil, Cumhurbaşkanı dış politikayı belirliyor… Bu çok garip bir yetki diyorum, Cumhur İttifakı Meclisi almış, yasa vs. konuların Meclis’in bir işlevi yok. nasıl olsa ama işler hale getirmenin yolunun bu yetkilere sahip Cumhurbaşkanı seçildiği andan itibaren tüm Meclisin bir araya gelmesiyle güçlendirilmiş bir parlamenter sisteme geçmek olduğuna inanıyorum.Çünkü bu denge ve denge mekanizması Erdoğan’ın işine gelmeyecek. ve onun arkadaşları.
AKP birinci parti olabilir ama tek başına kuramaz. Koalisyonlarda büyük partiler bir araya gelip ortak paydada buluşacak ve sonunda bu gücü elde edecek ve aynı şekilde TBMM’deki kontrol denge mekanizmasını oluşturacaktı. Bu ucube sistemin getirdiği çok sayıda enfekte bölge var, gidiyorlar. Bu kadınlar konusunda Sayın Kılıçdaroğlu seçilirse Meclis’te iptal edilmeleri mümkün olmayacaktır. Sistem çökmez ama Sayın Erdoğan ve arkadaşları da büyük otorite sahibi bir insanla yürümek istemeyecektir.”
“HİÇBİR PARTİ VEYA KİŞİNİN SEÇMENİ DEĞİLDİR”
İlk tur bildiğimiz sonuçlarla bitti. Bunun nedeni nedir? İkinci turdan önce orada ne söylenemezdi?
“45 miting yaptık. CHP’den seçmenlerimizi Kılıçdaroğlu’na oy vermeye motive etmek için, motive etmek için talepte bulunmadık. Organik mitingler oldu. Mansur Yavaş bey ile bu 45 mitingin değerli bir kısmına katıldık. Gördüm. o.Geçen hafta heyecan vardı.Erzurum’daki olaya bağladım bunu.Erzurum’da çocukların recm edilmesi ve kadınların durumu bir vicdan oluşturdu ve birinci tip tıp tezine girdim.Ben birinci tipe canı gönülden inandım. Alınmayınca bakın ne oluyor ben baktım ne var Erdoğan 49.2 27 milyon 133 bin oy aldı Sn Kılıçdaroğlu yüzde 44.88 24 milyon 595 bin oy aldı Katılım oranı 87 Geçersiz oy 1 milyon 137, kayıtlı seçmen 64 milyon, 55 milyon 856 seçmen diyelim.
Şimdi potansiyel seçmen 12 milyon. Sandığa gitmeyenler var, geçersiz oy verenler var. Hem bizim için hem de Sayın Erdoğan ve arkadaşları için alabildiğimiz tek şey 2,5 milyon oy. Bu açıdan baktığımızda temelde bu sonuçları yeğizde karşılamamız gerekiyor. Birinci cinse inandığımız için herhalde sarsıldık. Ama öte yandan AKP 21 yıl sonra ilk kez 2002’deki oy oranına geri döndü. Şimdi bu bir referanduma dönüşüyor ve sıfır sıfırdan başlıyor. O farka kim ulaşırsa o kazanır. Burada şansımız var. Ogan Bey üçüncü aday olarak çıktı, durum böyle olunca Kılıçdaroğlu Bey bizimle görüştü, kendisine yetki verdik, herkesle görüşebilir. Neticede Oğan bey ile bir görüşme gerçekleştirildi. Sonuç olarak Oğan, Cumhur İttifakı’na katıldı. Özdağ, Millet İttifakı’na girdi ve böyle baktığınızda o üç puanlık oy da duruyor. Baştan beri iddiam şudur; Herhangi bir partinin veya kişinin seçmeni değildir. Özel mülk değildir. Seçmen benim velinimetimdir.
Türkiye uzun süredir kutuplaşma üzerinde yürüdüğü için bu seçimde söz söylemeye çalıştık ama yapamadık. Ekonomiden çok konuştuk, Sayın Erdoğan sürekli terörist ve PKK’lılar diye bağırdı. İftira çok olunca cevap zorlandı. Ne de olsa, o seçmenin gereksinimlerine önerdiğiniz her bir bahis gelmedi. O haneler benden öğreniyor, o gürültünün seçmen üzerinde bir etkisi oldu mu bilmiyorum. Yorum yapamam ama seçmenin ihtiyacı olan ve olması gereken cümleleri onlara aktaramadık. O gürültü yüzünden. Sözler vermedik. Onu gördüm.
Türkiye’de herkes hayatta kalmaya çalışıyor. Bu konuda ne yapacağımızı açıklayamadık. Aslında siyaset, seçmenlerin kalbini kazanmanın yolu, vizyon yarıştırmaktır.”
“CUMHURBAŞKANI’NIN PATLAMA SÖYLEMESİ, TUZAK KURMASI VE İFTİRA YAPMASI KABUL EDİLEMEZ”
İkinci tur öncesi meclis konusu gündemdeydi. Bunun bir etkisi oldu mu?
“Oluşturmak zorundasınız. 2018’de ben böyle bir şöhret balosuna katıldım. Sayın Erdoğan bugüne kadar bana ağzından ‘FETÖCÜ’ demedi. Ama bitmeyen bir senfoni halinde çevredekiler FETÖ’cü alt üst FETÖ’cü zirvede. montaj montaj.Ben neyim 2018’de yaptım.Ne yapacağımı söylemek yerine son kez Denizli’de haykırdım.Haksızlık hissediyorsun sonra gördüm, yumak yumak.. .
Sürekli masa başında olmayan HDP üzerinden kendisine bağlı PKK tarafından kafamıza çekiçle vurulduk. HDP, Sayın Kılıçdaroğlu’na destek vereceğini açıklayarak şunları söyledi; Satın alma yok, koşul yok. Sadece bu sistemden kurtulmak için ona oy vereceklerini söylediler. HDP’lilerden herhangi bir talep gelmemesine rağmen bu arkadaşlar ısrarla onları masaya oturtmaya çalıştı. Türkiye’de stratejiden uzak böyle bir şey gördüm.
Söyledim; Apo ile görüşmeye gitti, reddedilebilir mi? Hayır reddedilmedi. Söylemeye çalıştığım şu: Türkiye’de Millet İttifakı’nı desteklediğini iddia eden ve bunu düzenlemeye hevesli, dün Erdoğan’ı ayarlamayı düşünen, sonra Sayın Erdoğan tarafından kapı önüne konan bir çete var. Çok konuşmak, çok çizmek… HDP’ye rağmen bu sistem Sayın Erdoğan’a sürekli fırsat veriyor diyorum. HDP masadan bir şey istemiyor. Durup dururken bir salvo yapıyor. Sonuç meclislerin yapılmasına vesile oldu. Gerisi kuruldu. O montajların etkilediği insanlarla sokakta karşılaşıyorsunuz ve insanlar acı çekiyor.
Hepimize bir tuzak kuruldu ama siz kaçamıyorsunuz. Bunun bir tuzak olduğunu görürsün, kaçamazsın. Gittiğimiz her yerde Mansur da Mansur Bey de uzun uzun konuştu. Bakın bana hem PKK’lı hem faili meçhul deniyor. Aklını boşa harcıyorsun.
Bir Cumhurbaşkanının bu tür işlere girişmesi, bu tür işlere karışması, bu tür bahisler göstermesi, zırvalaması, şeref, haysiyet ve güvenliğimizin korunmasından da sorumlu olan Cumhurbaşkanının yalan söylemesi, iftira atması kabul edilemez. tuzak ve iftira. Bu korkunç bir şey. Başka bir ülkede olsaydı mahkemede olurdu” dedi.
“YÜZ SAYFA TÜRKÇE, İDEOLOJİ, MANTIK OKUMAZSANIZ KONUŞMAZSINIZ. ANA DİLİNİZİ ÜÇ YÜZ KELİME İLE KONUŞURSANIZ ÖNEMLİ OLAMAZ”
Erdoğan ve Kılıçdaroğlu’ndan karşılıklı söylemler bugün çok arttı. Kılıçdaroğlu, “TRT ekranlarında tartışalım” dedi. Bu konuyu kapatmanız için… Türkiye bunu hak etmiyor mu?
“Sayın Erdoğan yapmıyor. Türkiye her şeyi hak ediyor. Geçmişi hasretle izliyoruz. Partimizde benden çok genç arkadaşlar var. Süleyman Demirel, Özal, Ecevit yani o dönemin insanları, Erbakan’ın sözleri” , ama estetik ve zeka.İşinin dilini bilen bir politikacının yerinde konuştuğu mükemmel tartışmalar var ki bu sizi düşündürüyor.Bir konuda ısrar ediyorum: yüz sayfa coğrafya okumazsanız, yüz sayfa coğrafya okumazsanız konuşamazsınız. sayfa tarih, yüz sayfa edebiyat, yüz sayfa türkçe, ideoloji, mantık.300 kelime ile anadilinizi konuşsanız aslında olmuyor.bunun için dünya böyle bir masraf. Kılıçdaroğlu’nun önüne kimse geçmeyecek.”
“BEŞAR ESAD İLE ANLAŞACAKSINIZ”
Türkiye’nin çok maliyetli ama kontrol edemediği bir mülteci sorunu var. Bununla ilgili mesajların bir kez etkisi ne olacak? Ümit Özdağ, Kılıçdaroğlu’nu desteklediğini açıkladı. Mültecilerle ilgili önemli mesajları vardı. Ümit Özdağ’ın katkısı ne olacak? Ümit Özdağ, birçok suçlama ve eleştiriden sonra partinizden ihraç edildi. Yine nasıl geçti?
“Sondan başlayayım, partimizden ayrılan hiçbir arkadaşımıza prensip olarak arkadaş diye bir söz bulamıyorum. Karşı tarafı rencide edecek tek bir söz bulamazsınız. 30 yıldır siyasetin içinde.O kadar çok şeye tanık oldum ki sonradan insan utanıyor.Özdağ Bey, Kavuncu’nun FETÖ’cü olduğunu söyledi.Sonra hakkında dava açıldı.Aslında Buğra Kavuncu ile ilgili bir bağlantı bulunamadı. Şu anda Buğra Efendi Türkiye’de siyasi olarak desteklenen, böyle bir şeyin var olduğu kendisine hiç söylenmemiş tek siyasetçi olarak karşımızda duruyor.
Genelde bana bağırırlar… Artık kapattık. Ancak bunlar tekrar olunca Özdağ bizim partimizdeyken sığınmacı konusunda da hassas davrandı. Onun önerisiyle ilk atölyeyi incelediler. Sonuç belgesini bile yazdılar, okudum. O zamandan beri üzerinde çalışıyoruz. Tolga Akalın’ın milli göç doktrini olarak hazırlayıp kamuoyuna duyurduğu, hepimizin imzasını taşıyan bir doktrinimiz var. Yani biz aynıyız. Söylediğimiz şudur; Birincisi, iltica, yasadışı göçmen. Sızıntıları istediğiniz zaman giderebilirsiniz. Bunun için uluslararası hukuk yoktur. Onlar da karışık, net bir bilgi yok. Polisin yardımıyla hemen yakalayabilir ve limana taşıyabilirsiniz. Bu başka bir şey. Sığınmacılar dediğimiz de var, aynı dili konuşan birebir kültürle çıktılar, çoğunlukla Suriye’den. Kimine göre 6 milyon, kimine göre 8 milyon… Ne kadar olduğunu kimse bilemez. Burada devlete kıyasla 4 milyon Suriyeliden bahsediyorum. Böyle bir sistemde bu hükümetin Suriye’den buraya geçmesinin büyük suçu var. Bunların gitmesi için Beşar Esad’la anlaşacaksınız, Avrupa Birliği’ni işin içine katacaksınız. Onlar da kusurluydu. Rusya’yı koyacaksın, o taraf. Amerika’yı koyacaksın, o taraf. siz de gireceksiniz. Seçimi kazandık, Eylül’den başlayarak iki yıl sonra hepsini Suriye’ye geri göndereceksiniz. Bu bizim. Bu altı siyasi partinin Ortak Anlaşma’da üzerinde anlaştıkları şey buydu. Özdağ bey bunu 1 senedir aldı benim için bir sıkıntı yok. Yapılırsa, bir yıl içinde gönderilebilir. Ama aydan aya, sayı yazdığımız bir konu sayıdır. Orada hemfikiriz. Demografiyi bozuyor. Hakikat dürüst bütünleşme söz konusu olamaz. Ucuz işgücünden etkilenmenin bir mühleti var. Tüm bölgemiz; Kilis, Gaziantep, Urfa, Hatay bu bölgeye baktığınız zaman nüfusu bizim vatandaşlarımıza göre ileri gidiyor.”
AKP’nin iltica politikası suçtur dediniz…
“Kardeşim Esad’dan, ‘katil Esad’a geçtik. Ne kazandık? Sıfır. Ne oldu, ne kaybettik? Saydığım milyonlarca insan Türkiye’ye geldi.”
Ümit Bey’in bugün verdiği bilgiler Göç İdaresi’nden gelen bilgilerdir. 1,5 milyon Suriyeliye vatandaşlık verildiğini söyledi. Bu seçime referandum diyorsunuz, yoksa mülteciler için referandum olarak mı görüyorsunuz?
“Hepsi bu kadar. Hırsızlık, beceriksizlik, kayırmacılık, uyuşturucu, baronlar, sığınmacılar, kaçaklar… Sığınmacı meselesinin en fakirden ortanın ortasına, en fakirden 77’ye gitmesi gerektiğini söylüyorlar. 3 sokak gezdim. dün Esenler’de gittiğim evlerden.Bunlar arka sokaklar ayrı ayrı.’Ablam gittim gittim.Burada yarım gün çalışabilir miyim?’ Buna dokuma denir.
“AB, ABD, RUSYA, BEŞAR ESAD VE TÜRKİYE BİRARAYA OTURARAK GÖNDERMELİ”
Devlet konut yapıyor 500 bin oraya gidiyor 1 milyon daha gidecek diyorlar ama resmi rakamlara göre rakamlar 3 buçuk milyon. Bu proje işe yarayacak mı? Briket evler formülü ile çözüm bulunabilir mi?
“Hayır, mümkün değil. AB, ABD, Rusya, Beşar Esad ve Türkiye oturup göndersin. Uluslararası hukuka göre bu mümkün. Daha da ilginci Beşar Esad her yıl af ilan ediyor. Karşılaştırıldığında asıl sorun can güvenliği. uluslararası hukuka, sen de oraya gönderdin, “Adamları öldürdüler, sana zulmetti. Ama ne zaman af çıkarsa adam gönderme yetkiniz var. Özellikle kaçakları anında sınır dışı etme imkanınız var. Bu Geri Kabul Anlaşmasından derhal geri çekilme söz konusudur. Geri Kabul Anlaşmasının acil kısmı benim kişisel görüşümdür.”
“O ZAMAN VALİLERİ TOPLADIM VE FİYATI UCUZ OLURSA İHMAL VAR DEDİM. İHMAL OLMAZSA İLAÇLAR ÇOK DEĞERLİ OLUR”
Göç sadece göç değildir. Göç, uyuşturucu satışı, eli kanlı terör örgütleri, silah, hukuksuzluk, kadın ticareti demektir. Bu yetki sadece eli kanlı terör örgütlerini Meclis’e sokmaya yetmedi. Cumhuriyet gazetesi de bir haber yaptı. El Nusra Tugayları diye bir örgüt var. Bu eli kanlı terör örgütünün yöneticilerine vatandaşlık verildi. Bütün bunlar, onu kalıcı olarak tutan bir iktidar zamanında olur. Bu nasıl bir cesarettir, bunu neye bağlıyorsunuz? Bununla nasıl çabalayacaksın?
“Mücadelenin işi kolay. Önemli olan bu seçimi kazanıp bu sistemi değiştirmek. Hakikaten kolay. Kararlılık esastır. Kayırmacılığın ortadan kaldırılması hukuk devletidir. Uyuşturucu konusunda çok hassastım. En büyük uyuşturucu özelliği bizde üretilmedi afganistan’dan gelir yuklu pkk ile geçer bizi geçer bir kısmı hep kalır o zaman valileri toplamıştım fiyat ucuzsa orda dedim ihmaldir.ihmal yoksa ilaçlar çok kıymetli olur.buraya gelmiyor demek ki.o evlerin çocuklarının annelerinin anlattıklarını anlatayım. ben konuşuyorum Devlet okullarından bahsediyorum bıçak alkol ve hap devreye giriyor tüm bunlarla uğraşmanın yolları var önce devlet gibi devlet olacaksın devletin ciddiyetine sahip çıkacaksın .”
“BİR VATANDAŞ BUNA İNANIRSA VE TERÖR ÖRGÜTÜ İLE BAĞLANTILI OLARAK GÖRÜNÜR VE SÜRÜ BULURSA KADIN. BU İŞİN KURUMU ERDOĞAN’DIR”
Kılıçdaroğlu’nun sahte videolarla ilgili bir cümlesi var. Geçersiz bir görüntü oluşturan kişiye ‘sahtekar’ denir. Sen?
“Doğrudur. Saçma sapan, hayali bir görüntü oynanıyordu orada. Bir vatandaş buna inanıp terör örgütüyle bağlantılı görüp saldırı yapıyorsa bunun azmettiricisi Sayın Erdoğan’dır. Kimse ne yaptığının farkında değil. .Ciddisizliğin sonuçları bunlar.Sokakta…İnsanların birbirine bakışı değişti bu ülkede.”
“ERKEKLER ARASINDA, CAMİ CEMAATİNİ ETKİLEDİ”
Bu montaj görselinin seçmen üzerinde bir etkisi olduğunu düşünüyor musunuz? Peki, Cumhurbaşkanı’nın montaj itirafının seçmen üzerinde bir etkisi olduğunu düşünüyor musunuz?
“Kadın yok ama cami cemaati üzerine. Yayılması lazım. Tabi süre çok az, ne kadar olacak. Kılıçdaroğlu Bey ve biz kaç kanalda fikir beyan edebiliriz? Ben yapabilirim. Bu 10 günlük süreçte iki televizyona çıkan Kılıçdaroğlu ve diğer arkadaşları gibi, “Terleyen bir sistemin içinde işimiz zor. Erkeklerin ortasında cami cemaati üzerinde etkisi olmuştur. Kazanların kaynamasından ve çocukların durumundan dolayı kadınların ciğeri yanıyor. Bu yüzden kadınlarla tanışmadım.”
“Kavgaların çatıştığı, rövanşların havada uçuştuğu bir Türkiye’den bıktık”
Gelelim kasa güvenliğine. Seçmenin yüzde 50,5’i Başkanlık Sistemi’nden ve bu hükümetten memnun olmadığını gösterdi. Kitlenin %50,5’i bazı farklı sorunlardan dolayı vermemiştir. Sonuç olarak bir memnuniyetsizlik var ve Türkiye’nin büyük bir bölümü, yarısından fazlası mutlu değil. Neden sandık başına gitsinler?
“Hukuk, adalet, yargı bağımsızlığı gibi konuların uygulanmasında mükemmel bir demokrasi isteniyorsa birileri bunu istiyor. Bu arkadaşlar bunu istiyorsa çocukları için gitsinler. Bunları konuşamayız. parlamenter sisteme geçiş AK Parti’yi ve Erdoğan’ı sevenlerin daha çok gidip Sayın Kılıçdaroğlu’na oy vermesi gerekiyor çünkü son seçimde Erdoğan bir daha aday olmayacak onun partisinde yerini alacak kimse yok , damadı hariç.Çatışmaların olduğu,rövanşların havada uçuştuğu bir Türkiye’den bıktık.Bitmeyen bir rövanş,bitmeyen bir öfke,bitmeyen bir huzursuzluk.Bunların artık bitmesi gerekiyor.Hep yapmalıyız. Birlikte sandığa gidin, terör örgütlerinin yanında yer almayacağına inanıyorum.”
yigilca-haber.com.tr